| BEN, ZARGANA, DEUS EX MACHİNA 2024 |
ARTIK AŞIK OLAMAYAN
bir ateş yanardı
herkesi yakan içimde
azgınlaşırdım o zamanlar
kan kokusuna
gürültü sesine
ve kadınların parfümlerine
bir kamikaze gibi
dünyaya dalış yapandım
o kızgınlıkla
her şeyi yok etmeye
beni boğan melankolimi
boynumdaki levhaya asıp
narsizmimin yanına
güzel dursunlar diye yanyana
boğuştum kendimi bildim bileli olan
haksızlığa uğramışlık hissiyle
hiç bir zaman geçmeyecek olan
ne yapsam da
boyun tüyleri dikilmiş bir kediydim
kendimi bildim bileli
yapacak hiç bir şey yoktu
yaradılışım böyleydi
cevap yapıştırırdım sadece
dünyaya, her şeye, herkese
ve kendimin şeytanlarına
üstümden, başımdan
pervasızlık akardı
cüret akardı
her yanımdan
insanlara uzaktım, iyiydi böylesi
öyle nefes alabilirdim ancak
ve o yüzden gördüm her şeyi
kapkaraydı hepimizin yürekleri
sadece koynundaydım
kadınların
içice geçtiğimiz anlarda
emerdik birbirimizin kanını
bulanmıştım doğarak çamura
ve daha da bulanacaktım
ölene dek
anlamıştım
henüz 9 yaşımda
başıbozuk ruhlar daha da çürük artık
benim gibi olanlar yani
hasarlı doğmuşlar
yazıktı onlara
onlara da bela olmuştur kesin
kim bilir kimdir o insanlar
bir noktasında dünyaya hapsolmuş
acı çekiyorlardır ve çekeceklerdir
son nefeslerine kadar
ve bir de fark var
artık o kişi de değilim,, başkalaştım
susuyorum çoğu zaman.
zaten artık hep kekeliyorum
soluğum çoktan kesilmiş
oysa her şey
sanki
sanki daha dünmüş gibi
dürtüp duruyor beni
içimde, hiç geçmeyen
çok tanıdık o sevmediğim hal.
bilsem nedenini
çözerdim belki
konu da kapanırdı
ben kendimi yaratırken, gençken
öfke patlamalarımdan bana sızan
korkusu iliklerime işleyen
bir şeyler dürterdi beni
yine de yaşıyordum ölümsüzmüşüm gibi
şu an bakıyorum da dünyaya, insanlara
bunca zaman sonra
umrumda değiller aslında
uzun zamandır
belki de hiç bir zaman
sadece benim gibi yaşamışlar,
yaşıyorlar
yaşayacaklar
boşuna
kıskanır mı hiç insan kendi geçmişini, gençliğini
saçma olduğunu bilerek
mazisini çiğneyip tükürerek
iltihabı akar mı içimize daha da
bizden öncekilere olduğu gibi
ne kadar uzun yaşarsak,
o kadar çok
bir anıya sıkışmış kalmışım seninle
yağmur damlaları altında yüzüyoruz
kabarmış gözeneklerimi fark ediyorsun
öpüyorsun onları uzun uzun
dalgalar aşıyor başlarımızı
ağzımızda tuzlu suyun tadı
aklımı başımdan almıştın
bakmıştım sana o gün
ve görmüştüm
çoktan ölü gözlerini
öfken ve bir tür hınç
o ölü gözlerindeki hüzne yakışmayan
bir sakatlık sezmiştim hemen
şefkatsizdin
yine de aşık oldum sana
ve sonraları delirmiştim kıskançlıktan
arzuyu gördüğümde
başka kadınlara
o ölü gözlerindeki
korkuyu da görmüştüm bir de sende olan
nefes alan, almayan her şeye karşı
ait değildin hiç bir zaman
hiç bir yere, hiç kimseye
bir yabancıydın
iyilik ve kötülüğün ötesinde
tehlike sezerdin mutluluk
ihtimalinden bile
ve uzaklaşamadın
ölümden ve ölümünün fikrinden
trajedin burdaydı
cesur taklidi yapan bir korkaktın
zor olmalı bu diye düşünmüştüm
anlamı olsun diye yaşamış olmanın
çabalıyorsun sanmıştım seni
ama o yaralı mizacını yenemezdin hiç bir şeyle
ve yenemedin zaten
hiç bir şeye saygın yoktu senin
insanlara da kendine de
sen kesici maddesin
kendini kes sadece, keseceksen
yaklaşma insanlara
————————————
hatırlamak istemiyorum artık
hiç bir detayı, hiç bir şeyi
unutacağım ancak o zaman
her şeyi
dursa beynim
havaya karışsa
acısı yok olsa düşünmenin
bitmek bilmeyen
istemiyorum
çürümek de, erimek de
ve aceleciyim
benim gibi olan herkes gibi
savaşan kaygılarıyla
kusurlarıyla
kalbinden sızan
kan öbeklerinde boğulan
ve ölen
her ölen insanın ardından
sonunda olacağım şeyden korkuyorum
hızla geçen zamanın
rüzgarından donuyorum
müziğim bitti çoktan, sözcüklerim de tükeniyor
işte o zaman lanet olsun zaman nehrine
seninle konuşmak iyi gelir sanmıştım,
iyi gelmedi
ben yalnız bir adam
artık genç olmayan
artık aşık da olamayan